Yapay Zeka ve Uzay
Son zamanlarda pek çok alanda karşılaştığımız ChatGPT ve diğer yapay zekâlar, yeni yeni yoğunlaşarak kullanılmaya başlansa da 1950’li yılların başında ‘’makineler düşünebilir mi?’’ sorusu ile Turing tarafından bir düşünce fikri olarak ortaya atılmıştı. Yapay zekâ kavramı ise 1956 senesinde Dartmouth Konferansında (düzenlenen ilk yapay zekâ konferansı) kullanılmıştır. Bu kavram günümüzde teknolojinin değişmesiyle ve ilerlemesiyle birlikte değişiklik gösterebilmektedir. Günümüzde, insanlara özgü entelektüel süreçlerle mücehhez sistemler geliştirmek amacı gütmektedir.
Yapay zekâlar insana özgü olan, akıl yürütme, keşfetme, genelleme yapabilme, derleme ve geçmiş deneyimlerden öğrenme gibi bazı değerleri ve görevleri hızlı bir şekilde daha fazla veriyle ortaya koyabilme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle hayatımızın pek çok yerinde sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Dil çevirileri, siber güvenlik, öneri sistemleri, sosyal güvenlik, navigasyon, yardımcı robot gibi çeşitlerle hayatımızın içerisinde olan yapay zekâlar, görüntü işleme, ses işleme, metin ve veri işlemenin yanı sıra, tarım ve hayvancılık, siber güvenlik gibi geniş bir yelpazeyle hizmet sunmaktadır. Halk arasında ‘yapay zekâlar yerimizi alacak’ ifadeleri ise yalnızca yanlış birer kanıdır. Yapay zekâların hayatımızın içerisinde olması, yeni teknolojilere ve gelişmelere yol açarken, yapmış olduğumuz işlerin daha kısa süre içerisinde çözüme kavuşmasına ve hayatın belki de en önemli kavramı olan zamandan tasarruf edebilmemize yaramaktadır. Bunun yanı sıra yapay zekâların gelişmesinin iş olanaklarını azaltacağı düşüncesinin aksine pek çok yeni mesleklerin ortaya çıkacağı düşünülmektedir.
Sık kullanılmaya başlayan bu yapay zekâlar uzay keşfinde de insanoğlunun hayatını büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Daha öncelerinde uzaydaki atıkların temizlenmesinde görev yapan yapay zekâlar, insanların uzay hakkında daha fazla bilgi edinebilmesine de yardımcı olabilir mi, tartışma konusu. Bilim insanları bu konu üzerinde yoğunlaşarak, insan ömrünün yetmeyeceği yolculuklara yapay zekâlarla çıkılıp çıkılamayacağı konusunda çalışmalar düzenlemektedir. Bu çalışmalar olumlu yönde olursa gizemli ve görkemli uzay hakkında insanoğlunun ulaşamadığı hatta belki de ulaşması mümkün olmayan verilere ulaşabilmesi sağlanabilir. Bu durum hem merak hem de heyecanı beraberinde getirmektedir.
Son çalışmalar doğrultusunda dünyaya yakın olan beş yıldızdan (30-90 ışık yılı uzaklığı) sekiz farklı sinyal alındığı doğrultusunda. Bu konu hakkında yapılan çalışmaların detaylı bilgileri Nature Astronomy dergisinde “820 yakın yıldızdan gelen teknoimzalar için derin öğrenme araştırması” başlığı altında anlatılmaktadır. Teknoizma olarak bahsedilen teknoloji ise, kasıtlı ya da kasıtsız uzaylı teknolojisinden gelişmiş sinyalleri aramaya odaklıdır. Yapay zeka yardımıyla, dünya dışı zeka sinyallerine ulaşılması, bir sonraki çalışmaları merakla beklemeye sebep oluyor.