Öğretmenler ve Okul Yöneticileri İçin Bir Öneri: Okul Temelli Bir Mesleki Gelişim Modeli
“Meslektaş Etkileşimi ve Gelişimi Toplantıları”
Yeni bir eğitim öğretim yılına başlarken bir öğretmen olarak daha önce küçük bir pilot uygulamasını yapma şansı bulduğumuz bir modelden bahsetmek istiyorum. Öğretmenlik, maalesef ülkemizde hizmet içi eğitim bakımından en berbat meslek grupları arasındadır. Özel sektörde 20 veya daha fazla çalışanı olan kurumlar çalışanlarını her yıl nitelikli hizmet içi eğitimlere alıyor. Bir giyim firması bile belli aralıklarla çalışanlarını alanında uzman kişilerle buluşturabiliyor. Özel okullar akademisyenlerle iş birliği yapıp öğretmenlerinin mesleki gelişimine katkıda bulunmaya özen gösteriyor. Fakat resmi okullardaki öğretmenler için böyle bir mesleki eğitim süreci bulunmuyor. Diğer bakanlıkların da hizmet içi eğitim planlamasının MEB’e göre daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bunun zorluğu personel sayısıyla doğrudan ilişkilidir. Bu kabul edilebilir bir durum. Fakat bunu aşmanın zamanı geldi. Uzun yıllar boyunca seminer diye anılan zaman dilimlerinde okula gidip çoğunlukla zaman öldürmeye çalışmaktan öteye geçemedik. Bakanlık tarafından planlaması yapılan bu hizmet içi eğitim günleri öğretmenler açısından katlanılması gereken birkaç gün olarak kabul ediliyor. Son yıllarda Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden çevrimiçi eğitimlerin izlenmesi zorunlu kılındı. Öğretmenin sürece dahil olamadığı ve hazır içeriklerin yer aldığı bu videolarla da hizmet içi eğitimden bir fayda görmek mümkün görünmüyor. Oysaki öğretmenlerin hem eğitim alanında hem de kendi alanlarında mutlaka belli aralıklarla nitelikli hizmet içi eğitimleri alması gereklidir. Öğretmenliğin sürekli bir öğrenme yolculuğu olduğu hatırlanmalıdır. Nihayetinde öğretmenlik mesleği bence hizmet içi eğitimleri bakımından en iyi meslek haline getirilmelidir.
Zümre Toplantıları, Şube Öğretmenler Kurulu ve Öğretmenler Kurulu toplantılarında genellikle yönetmelikle belirlenmiş gündem maddeleri konuşulup görüşülmektedir. Bu toplantıların gerekliliğini tartışmaya gerek yoktur. Bu yönetmelikle belirlenmiş maddeler ve sonrasında okulda yapılacak resmi işlerle ilgili maddeler toplantıların büyük bir çoğunluğunu kaplamaktadır. Öğretmenler de bu toplantılarda genellikle pasif bir direniş halinde toplantının en kısa sürede bitmesi için dua eder durumdadır. Öğretmenler arasında gerçek bir etkileşim sağlamak ve okuldaki öğrenme etkinliklerini daha verimli hale getirmek için bu zorunlu toplantılar dışında da toplantılara ihtiyaç vardır.
Okullarda farklı alanların uzmanları olan öğretmenler görev yapmakta ve her öğretmen tecrübe, ilgi alanı ve yetenekleri bakımından birbirinden farklılaşmaktadır. Bu farklılaşma beşeri sermaye olarak kabul edilebilir. Bu sermayeyi etkili bir şekilde kullanmanın bilimsel yolları vardır. Eğitim Yönetimi alanında yüksek lisans yaparken Prof. Dr. Süleyman KARATAŞ hocamızın okuttuğu bir ders vardı “Etkili Okul ve Okul Geliştirme”. Bu ders için Prof. Dr. Ali BALCI hocanın “Etkili Okul, Okul Geliştirme Kuram, Uygulama ve Araştırma” kitabı ve Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN hocanın “Eğitimde Mükemmellik Arayışı Etkili Okullar” kitabını okuduk. Bu okumalar üzerine dersi alan arkadaşlar ve hocamızla tartışmalarda bulunduk. Bu kitaplar bence tüm okul yöneticilerinin mutlaka okuması gereken kitaplardandır.
Etkili Okul Nedir? Etkili Okul araştırmalarında ortaya çıkan sonuçlar nelerdir? Okulun etkililiğini ölçmeye yönelik yaklaşımlar nelerdir? Okul Geliştirme nedir? Etkili Okul ve Okul Geliştirme farklılıkları ve ilişkisi nelerdir? Gibi sorulara cevap arayan bu kitapları okuduktan sonra Süleyman hocamızın da derslerinde söylediği “buraya kadar geldiniz bunları öğrendiniz şimdi gidin bu bilgileri okullarınızda uygulayın ki karşılıklı olarak emeklerimiz boşa gitmesin” sözlerinden aldığım dersten yola çıkarak bu temel kaynakları tekrar incelemeye başladım. “Bu okulu nasıl daha iyi bir hale getirebiliriz” sorusu üzerine düşünüp bu temel kaynaklarda okulların etkililiğinde öğretmen faktörüne yoğunlaştım. Öğretmenlerin kendi mesleki gelişimleriyle ilgilenmeleri, Öğretmenler arasındaki uyum ve iş birliği, Öğretmenlerin okuldaki karar verme süreçlerine katılmaları, Öğretmenlerin başarı için yüksek beklentiye sahip olması gibi etkenlerin sıkça farklı araştırmalarda ve modellerde karşıma çıktığını fark ettim.
İşte bu nedenle okulumu daha etkili bir okul haline getirmek amacıyla “Meslektaş Etkileşimi ve Gelişimi Toplantıları” adını verdiğim ve gündeminin öğretmenler tarafından belirleneceği bir toplantı tasarladım. Öğretmenler arasında etkileşimi arttırmak ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla tasarlanmış ve gönüllülük esasına dayalı olacak bu toplantıları okulumda uygulamaya karar verdim.
Bu öneriyi bir öğretmenler kurulu toplantısının sonunda öğretmenlere ve okul yöneticilerine teklif ettim. Aldığım olumlu tepkiler sonucunda ilk toplantının tarihini ve gündemini arkadaşlarımın önerisine açtım. Yaklaşık 40 öğretmenin görev yaptığı okulda toplantıya 8 öğretmen arkadaşım katıldı. Toplantıda dersi nasıl açtığımız ve nasıl dikkat çekme yöntemleri uyguladığımız hakkında konuştuk. 2. Toplantıda konumuz ödevdi. Nasıl ödev veriyoruz? Verdiğimiz ödevleri nasıl kontrol ediyoruz? Nasıl geri bildirim veriyoruz? Ödevlerin etkili olup olmadığını nasıl ölçüyoruz? gibi sorulara cevap aradık. Her iki toplantıya da katılan arkadaşlar olduğu gibi sadece 2. Toplantıya katılan arkadaşlarda vardı. İşin ilginç taraflarından biri şuydu gönüllülük esasına dayalı ve ders saatleri dışında yapılan bu toplantılara katılamayan bazı arkadaşlar toplantıların öncesinde ve sonrasında neden katılamadıkları ile ilgili mazeret bildirdiler. Buradan şunu anladım ki aslında öğretmenler meslektaş etkileşimini önemli buluyor ve birbirimizden öğreneceğimize inanıyordu. 3. Toplantıda ise gündemimiz veli görüşmeleri olacaktı fakat sınav takvimi başlayınca bu toplantılara ara verildi.
Toplantılarda birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu gördüm. Tecrübelerimizi ve görüşlerimizi açıkça ifade ederek ortak bir amaca yönelmemiz kolaylaşıyordu. Neyi neden yaptığımızı birbirimize açıklamaya başlamıştık. Bilmediğimiz güzel uygulamaları dinleme şansı bulmuştuk. Öğrenmeyi nasıl etkili hale getireceğimizi konuşacağımız bağımsız bir toplantı şansı yakalamıştık. Öğrenme yöntem ve teknikleri, sınıf yönetimi, ölçme ve değerlendirme gibi alanlar üzerine düşünme şansı bulmuştuk. En önemlisi gönüllü olarak bize zorunlu tutulan toplantıların dışında okulumuz için daha iyisini yapmanın bir yolunu birlikte aramaya karar vermiştik. Bu toplantılara devam etmeyi düşünüyorum. Umarım bu öneri istekli öğretmenler ve okul yöneticileri tarafından dikkate alınır ve uygulanır.