Son Yazılar
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi 2
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi
Müfredat
Öğretmenin Pirus Zaferi
EĞİTİMİN 200 YILDIR DEĞİŞEN AMAÇLARI-ZEKİ SARIHAN
CUMHURİYET VE EĞİTİMDE YIKIM SÜRECİ
Metin Özdamarlar’dan Sosyal Bilgiler Müfredatı Değerlendirmesi
Kutlu Altay Kocaova’dan TC İnkılâp Târihi ve Atatürkçülük Dersi Müfredat Değerlendirmesi
Osmanlı’da İlk Çağdaş Eğitim Bilimci Selim Sabit Efendi
Hareket Vakti
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ülkü Sayar)
Işık ve Gücü (Gizem KAYA)
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ali Kuruca)
YÜZDE ELLİ MÜLAKAT YÜZDE SIFIR LİYAKAT
Üniversite Mezunlarının İstihdam Sorunu
Atatürk, Truva Savaşı’nın her detayını neden inceledi?
PİSA’NIN ÖTEKİ YÜZÜ
ABD Demokrasisine İlham Olan Anadolu Uygarlığı: Likya
FİLİSTİN ŞİİRİ (Mustafa KAÇAR)
Kabine Toplantıları ve Ataması Yapılmayan Öğretmenler
Tûtî-i Mu’cize Gûy
Herkes Okusun, Yeteneği Olanlar Daha Çok Okusun (Zeki SARIHAN)
EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK ( MUSTAFA PALA)
Eşitlenen Fırsatlar
Kapitalizmin Sanat Eğitimi
Yeni Güzellik Notaları
DÜNYANI DEĞİŞTİREN ANAHTAR
Aziz Nicholas’tan Noel Baba’ya
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır (2)
İlk Dosya Konumuz : Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliği
Nitelikli Eğitime Odaklanma Zamanı
SRİ LANKA: İnci ve Gözyaşı
ÖĞRETMEN ÇİZİMLERİ
Yapay Zeka ve Uzay
Yeni Nesil Öğretmen Kitabı Yazarı Metin Özdamarlardan Okuma Önerileri
STEM EĞİTİMİ
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hareket Vakti

Hareket Vakti
22.04.2024 04:38 | Son Güncellenme: 23.04.2024 13:23
A+
A-

 

Erasmus’a göre eğitim reformunun gerçekleştirilebilmesi için yeni bir eğitimci anlayışın ortaya çıkması gereklidir.

Öğretmenlik, sonsuz bir öğrenme yolculuğudur. Diplomalar ise ancak bu yolculuğa başlamanın bir bileti olarak kabul edilebilir. Öğretmenler, diplomayı aldıklarında ya da meslek hayatlarının herhangi bir noktasında öğrenme işinin bittiğini düşünürlerse bileti alınmış bu yolculuk maalesef sonlandırılmış olur.  Öncelikle bu konuda anlaşmalıyız biz öğretmenler olarak biz bu öğrenme yolculuğunda mıyız?

Eğer bu yolculuğa çıkmayı kabul etmişsek ülkenin tüm sorunlarına eğitim çerçevesinden bakmayı bilmeliyiz. Hangi alanda olursa olsun eğer ortada bir sorun varsa orada eğitimle ilgili de bir eksiklik olduğunu görmeli, sorumluluğu üstlenmeli ve nasıl değiştirmemiz gerektiği konusunda derhal harekete geçmeliyiz. Biz, öğretmenler olarak içinde bulunduğumuz tüm olumsuz koşullara rağmen mutlaka öğretmence bir duruş sergilemeliyiz. Okullar, bizim çabalarımız ve kararlılığımızla geleceğe dair umutların hiç yok olmadığı bir gencin bile yalnız ve çaresiz hissetmediği ülkemizin sorunlarına çözüm üretilen yerler haline gelmelidir.

Günümüzde öğretmenlik, ortak bir amacın ve yüksek bir idealin bulunmaması gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıyadır. Şimdilerde ne Osmanlının son döneminde geri kalmış memleketin kurtarılması için türlü çareler arayan ve sonunda cumhuriyetin kurulmasına zemin hazırlayan nice muallimin gücü vardır ne de sonrasında yeni kurulmuş cumhuriyeti kalkındırmaya çalışan idealist cumhuriyet öğretmenlerinin gücünü görmek mümkündür bu camia içinde. Öğretmenlik, müthiş bir tükenme hızıyla eğitimin kısır döngüleri arasında sürekli güç kaybetmeye devam ediyor. Hatta son yıllarda heyecanını kaybeden meslekler arasında bir yarış yapılsaydı herhalde öğretmenliği de ilk sıralarda görmek mümkün olurdu. Öğretmenliğin saygınlığının, maaşının ve özlük haklarının çokça tartışıldığı bu günlerde ayrıca öğretmenler olarak bir yaptırım gücümüzün olmadığından, şimdiki öğrenci ve velilerin geçmiştekilere hiç benzemediğinden, yöneticilerin liyakate dayalı seçilmediğinden ve sistemde yapılan değişikliklerde bizlere sorulmadığından yakınmaktayız.  Kabul edelim ki tüm bu yakınmalarımız aynı zamanda öğretmenlikteki güç kaybına dair itiraflarımızdır. Değiştireceğine dair inancı olmayan, pasif bir direniş içinde uzun yıllardır bekleyen ve sonuç olarak artık değiştirebilecek gücü kendinde bulamayan bir topluluk haline gelmişiz. Buna bir dur demenin zamanı çoktan geldi.

Bir şeyleri değiştirmek, geliştirmek veya dönüştürmek istiyorsak bunu en doğru şekilde eğitimle yapacağız. Biz yapacağız. “İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır” diye bir atasözü vardır. Bu nedenle tüm öğretmen arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Sorunu dışarda aramaya gerek yoktur. Hükümetler, bakanlar, yöneticiler, sendikalar, veliler, ekonomi vs aklınıza ne gelirse buraya ekleyebilirsiniz bugün 1 milyonu geçen sayımızla yaklaşık 20 milyon öğrenciye sınıflarda doğrudan etki edebilecek durumdayız. Hep birlikte yarın öğrencilerimize anlatacaklarımızla ülkenin gündemini bile belirleyebiliriz. Bu bizim elimizde. Fakat öğretmenler olarak gücümüzün farkında değiliz ve de bu gücü nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında gelin bu ölü toprağını üzerimizden atalım. Birlikte düşünelim, yazalım, tartışalım ve çözümü bulalım.

“Bir olalım, iri olalım, diri olalım.”

Öğretmenin “Eğitim İdeası”nda buluşalım.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.