Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi 2

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonunda tüm maddeleri oy çokluğuyla kabul edilmiş olan Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi bu haliyle meclisten geri çekilmelidir. Kanun teklifi meclise gelmeden önce paydaşlarla istişare yapılmadığı aşikardır. Hatta en çok üyeye sahip sendika yetkilisinin kanun teklifi çalışmalarında yer almadıklarını ifade etmiş olması bunun net bir şekilde ispatıdır. Bunlar ilk gün görüşmelerinde kayda geçmiştir.
9 Temmuz 2024 Salı genel kurulda görüşülecek olan bu kanun teklifi geri çekilmelidir ya da mecliste reddedilmelidir.
Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerle ilgili herhangi bir madde yer almaması da bu kanun teklifinin öğretmenlerin tamamını kapsamadığı anlamına gelmektedir.
Öğretmenlik meslek kanunuyla, öğretmenler hiçbir eğitim kurumunda kamuda göreve yeni başlayan öğretmen maaşının altına maaşla çalışmamalıdır. Ayrıca özel kurumlarda çalışan öğretmenler de her yıl kademe ve üç yılda bir de derece almalı ve maaşları iyileştirilmelidir.
Ücretli öğretmenlik uygulamasından tamamen vazgeçildiği net bir şekilde ifade edilmelidir.
Yönetici atamalarında liyakat temelli bir sistemin kurulacağı yer almamaktadır.
Bu meslek kanununda eğitimde denetim sisteminin nasıl olacağı konusunda herhangi bir çalışma yoktur. Bakanlık müfettişi veya eğitim müfettişi adı bile sadece tek bir maddede yer almaktadır. Öğretmenler arasından seçilen bu müfettişlerin bu metinde yer almayışı kanunun kapsayıcı bir metin olmadığını da ortaya koymaktadır.
Avukatlık Meslek Kanunu, Hemşirelik Meslek kanunu gibi kanunlar karşılaştırılmalı olarak incelenerek bu kanun teklifi bu haliyle geri çekilmelidir.
Madde 1’de kurulması planlanan Milli Eğitim Akademisi öğretmen yetiştiren bir kurum olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum eğitim fakültelerinin rolüne ortak olmaktır.
Madde 7’ de öğretmen olarak istihdam edilecekler, öğretmenlik mesleğine kaynaklık edecek “en az lisans düzeyinde yükseköğretim programlarından “ ifadesi yerine eğitim fakültesi ifadesi yer almalıydı. Avukatlık Meslek Kanununda “Hukuk Fakültesi”, Hemşirelik Meslek Kanununda “Hemşirelik Fakültesi ve Hemşirelik Yüksekokulu” ifadesi yer alırken özel ihtisas mesleği olan öğretmenliğin kaynağının eğitim fakültesi olduğunun inkar edilmesi yanlıştır.
Madde 8,9,10,11,12,13.14 Milli Eğitim Akademisi ile ilgili maddelerdir. Milli Eğitim Akademisinin bu haliyle tanımlanması mümkün değildir. Yer yer eğitim fakültesi yer yer yönetici yetiştiren kurum yer yer lisansüstü eğitim veren bir kurum gibi görevler üstlenecektir. Tüm bu görevler yerine akademi sadece meslek içi eğitimleri düzenlenecek bir kurum olarak ortaya çıkmalı ve görev tanımı buna göre yapılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı görevde olan personelleri bu kurumu kullanmalıdır.
Özellikle Madde 14’te yer alan “Öğretmen adaylarına, hazırlık eğitimi sürecinde her ay (18.650) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılır.” İfadesi bu haliyle kabul edilmesi muhtemel olan teklifte 9/1’i öğretmen maaşı ile ödeme yapılır ifadesiyle değiştirilmelidir.
Madde 15’de yer alan sözleşmeli öğretmenlikte istihdam meselesi 15 Temmuz sürecinden sonra devreye giren ve bu kanunla beraber kalıcı hale getirilmek istenen bir durumdur. Öğretmenler kadrolu istihdam edilmelidir. Öğretmenlerin aile birliğine engel olan hükümler ortadan kaldırılmalıdır.
Dördüncü Bölüm Madde 20’de yer alan öğretmenlik mesleğinde kariyer basamakları tamamen kaldırılmalıdır. Kıdeme dayalı kariyer basamakları, unvan verme ve öğretmenlerin maaşlarında tazminat ödeme yoluyla yapılan iyileştirilmeyle öğretmenlik mesleğinde kariyer basamakları olmamalıdır. Kıdeme dayalı yapılacak maddi iyileştirmeler öğretmenliğin kariyer basamağı ile karıştırılmamalıdır.
Lisansüstü eğitimlerin teşvik edilmediği bilimsel yöntemlerin kullanılmadığı kariyer basamakları ancak anlamsız unvanlardır. Kariyer basamakları yeterliğe dayalı şekilde düzenlenmelidir.
Madde 26’da yer alan öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması ifadesi kaldırılmalıdır. Ya da eğitim fakülteleri kaldırılmalıdır.

Hizmet sınıfının değiştirilmesi
MADDE 34- (1) Bakanlık müfettişi veya eğitim müfettişi tarafından haklarında yapılan denetim ve inceleme sonucunda öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde görevini yerine getirmede yetersizliği tespit edilen kadrolu öğretmenler, Akademi tarafından eğitime alınır. Bunlar, düzenlenen eğitimin tamamlanmasını takip eden eğitim öğretim dönemi içerisinde ilk denetimde görev almayan Bakanlık veya eğitim müfettişlerince yeniden değerlendirmeye alınır. İkinci değerlendirme sonucunda da yetersizliği tespit edilenler, genel idare hizmetleri sınıfında durumlarına uygun kadrolara atanır.

Mondros 7. Maddeyle bu metnin 34. Maddesi benzer mantıkla yazılmıştır. Çok suistimal edilmeye açıktır. Bu maddeyle öğretmenlik mesleği güvencesizleştirilmeye çalışılmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik ve bu madde öğretmenlik mesleğini güvencesiz bir meslek haline getirecektir. Hizmet sınıfının değiştirilmesinin bu maddeyle öğretmen lehine değiştiği iddiası tamamen yanlıştır. Milli Eğitim Bakanlığı denetim ve rehberlik faaliyetlerini daha bilimsel bir şekilde planlar yürütürse böyle bir maddeye gerek kalmayacaktır.
Geçici Madde 3’te “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan öğretmen ve uzman öğretmenler, öğretmenlikte ve/veya uzman öğretmenlikte yirmi yıllık çalışma süresini tamamlamaları ve 20 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlardan uzman öğretmenlikte en az on yıl hizmeti olma şartı hariç diğer şartları sağlamaları kaydıyla başöğretmen unvanı için başvuruda bulunabilir.” İfadesi yer almaktadır.
Bu madde yürürlüğe girdiği tarihte 20 yılını tamamlamamış ve yeni uzman öğretmen olmuş öğretmenler arasında başöğretmenlik unvanı için 9 yıl gibi büyük bir adaletsizlik ortaya çıkacaktır. Bu da kaldırılması gereken maddelerden biridir.
Bu değerlendirmeler ışığında bu kanun teklifi bu haliyle bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu” olmaktan çok uzaktır. Eğitimin tüm paydaşları kanun teklifi meclise sunulmadan önce bir araya gelmeli ve mutabakat sağlanmalıydı. Bu nedenle “Öğretmenlik Meslek Kanunu” teklifi geri çekilmeli ve ardından “Öğretmenlik Meslek Kanunu” gündemiyle geniş katılımlı bir Milli Eğitim Şura’sı toplanmalıdır.