Son Yazılar
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi 2
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi
Müfredat
Öğretmenin Pirus Zaferi
EĞİTİMİN 200 YILDIR DEĞİŞEN AMAÇLARI-ZEKİ SARIHAN
CUMHURİYET VE EĞİTİMDE YIKIM SÜRECİ
Metin Özdamarlar’dan Sosyal Bilgiler Müfredatı Değerlendirmesi
Kutlu Altay Kocaova’dan TC İnkılâp Târihi ve Atatürkçülük Dersi Müfredat Değerlendirmesi
Osmanlı’da İlk Çağdaş Eğitim Bilimci Selim Sabit Efendi
Hareket Vakti
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ülkü Sayar)
Işık ve Gücü (Gizem KAYA)
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ali Kuruca)
YÜZDE ELLİ MÜLAKAT YÜZDE SIFIR LİYAKAT
Üniversite Mezunlarının İstihdam Sorunu
Atatürk, Truva Savaşı’nın her detayını neden inceledi?
PİSA’NIN ÖTEKİ YÜZÜ
ABD Demokrasisine İlham Olan Anadolu Uygarlığı: Likya
FİLİSTİN ŞİİRİ (Mustafa KAÇAR)
Kabine Toplantıları ve Ataması Yapılmayan Öğretmenler
Tûtî-i Mu’cize Gûy
Herkes Okusun, Yeteneği Olanlar Daha Çok Okusun (Zeki SARIHAN)
EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK ( MUSTAFA PALA)
Eşitlenen Fırsatlar
Kapitalizmin Sanat Eğitimi
Yeni Güzellik Notaları
DÜNYANI DEĞİŞTİREN ANAHTAR
Aziz Nicholas’tan Noel Baba’ya
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır (2)
İlk Dosya Konumuz : Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliği
Nitelikli Eğitime Odaklanma Zamanı
SRİ LANKA: İnci ve Gözyaşı
ÖĞRETMEN ÇİZİMLERİ
Yapay Zeka ve Uzay
Yeni Nesil Öğretmen Kitabı Yazarı Metin Özdamarlardan Okuma Önerileri
STEM EĞİTİMİ
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Osmanlı’da İlk Çağdaş Eğitim Bilimci Selim Sabit Efendi

22.04.2024 05:00
A+
A-

Eğitim tarihimizin önemli isimlerinden biri olan ve aynı zamanda “Usul-i cedid”in fikir babası olarak da kabul edilen Selim Sabit Efendi 1829 yılında Edirne’de dünyaya geldi. İlk tahsilini orada yaptıktan sonra İstanbul’da Gazanfer ağa medresesinde dersler aldı. Buradaki eğitimini tamamlayıp 1851 yılında Darül Muallimin’e kaydoldu ve 1854 yılında mezun oldu. Selim Sabit Efendi Darülfünun kurulacağı zaman ilk defa yurt dışına gönderilen iki öğretmenden biriydi. Bu öğretmenlerin oradaki Osmanlı öğrencilerinin ve Hristiyan Osmanlı tebaasının derslerine girmek gibi görevleri vardı. Ayrıca döndüklerinde kurulması planlanan Darülfünunda (İstanbul Üniversitesi) görevlendirilmek için gerekli eğitimi almaları da bekleniyordu. Fransa’ya Hoca Tahsin’le birlikte gönderilen Selim Sabit Efendi orada altı yıl kalmıştır. Fransızca, aritmetik, cebir, hendese, mekanik, astronomi, coğrafya vb alanlarda eğitimler alarak İstanbul’a döndü.

Fransa’dan döndükten sonra Süleymaniye’de bir “Numune Mektebi” açarak modern bir eğitim vermeye başladı. Bu okulda hasır ve minderlerin bulunduğu bir sınıf düzeninden sıra ve masaların bulunduğu bir sınıf düzenine geçilmişti. Aynı zamanda sınıflarda harita, küre, hesap tahtası gibi araç gereçler bulunuyordu.  Yaptıkları zamanın hoca efendilerini oldukça rahatsız etmişti. Onlara göre Kur’an-ı Kerim’in diz çökerek hasır veya minder üzerinde okutulması yerine sıra üzerinde okutulması günahtı. Talebeler sıra üzerinde bacak sallaya sallaya Kur’an-ı Kerim okuyamazlardı. Hoca efendiler bu rahatsızlıklarını devrin şeyhülislamına kadar taşımışlardı. Nihayetinde Selim Sabit Efendi Şeyhülislamın talebiyle okul açılalı henüz 1 ay olmadan Maarif Nazırı tarafından çağrıldı. Durumdan Padişah Abdülhamit’in de haberi vardı. Padişah, Maarif Nazırı vasıtasıyla “Birdenbire değil, tedricen ilerleyelim. Efkar-ı Umumiyeyi de unutmayalım.” şeklinde bir tavsiyede bulundu.

Selim Sabit Efendi bu olayların üzerinden çok geçmeden görevinden alındı. Daha sonra 6 yıl boyunca eğitimle ilgisi olmayan memuriyetlere görevlendirildi. 1868 yılında ise Mekteb-i Sultani(Galatasaray Lisesi) müdür yardımcılığına getirildi. Burada Fransız müdür yardımcısıyla anlaşamadı ama eğitim için yaptığı çalışmalar dikkat çekti. 1869’da Meclis-i Kebir-i Maarif ( Talim Terbiye Kurulu) üyeliğine atandı ve Darülfünunda edebiyat öğretmeni olarak da görevlendirildi. 1872’de Meclis-i Kebir-i Maarif ikinci başkanlığına ve  1879’da Mekatib-i Rüştiye İdaresi müdürlüğüne (Ortaokullar Genel Müdürlüğüne) tayin oldu. Mekatib-i Rüştiye İdaresi müdürlüğünde önemli çalışmalarından dolayı 1884’te ikinci dereceden Mecidi nişanı ile ödüllendirildi. 1886 yılında Encümen-i Teftiş ve Muayene Riyasetine ( Basın Kontrol Komisyonu Başkanlığı) tayin oldu. Bu görevi sırasında ilkokullar için yazmış olduğu “Muhtasar Tarih-i Osmani” adlı kitabında Abdülaziz’in ölümüyle ilgili görüşleri yüzünden 1888’de görevinden azledildi ve zor zamanlar geçirdi. 1890 yılında ise emekli edildi.

Selim Sabit Efendi devletin önemli eğitim kurumlarında önemli görevler yaptı ve en sonunda emekli edildi.  Onu önemli yapan şeylerse getirdiği yenilikler ve bıraktığı eserlerdi.  İlkokul ve ortaokullar için coğrafya, matematik, ilk okuma-yazma, Osmanlıca dil bilgisi ve tarih gibi alanlarda kitaplar yazdı. Görevinden azledilmesine neden olan eseri ilkokullar için yazdığı bir tarih kitabı olan “Muhtasar Tarih-i Osmanlı”. Bu kitapta yer alan Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilişi ve ölümü ile ilgili sözleri kitabın sonraki baskıları için izin çıkmamasına neden oldu. 1890 yılında emekli edilmesinden sonra da 7 yıl Darülmuallimin de görev yaptı. En önemli eserlerinden biri de “Rehnuma-yı Muallimin” olmuştur. Öğretim yöntem ve teknikleriyle ilgili ilk kitaplar arasındadır. Hatta bu eserle birlikte “Türkiye’nin ilk çağdaş eğitim bilimcisi” olarak kabul edilir. Dönemin öğretmenleri için başvuru kitapları arasına giren eserle öğretmenleri yeni bir eğitim öğretim zihniyetine davet ediyordu. Eser sınıf yönetimi, rehberlik, disiplin, ölçme ve değerlendirme konularında kendi dönemi için ilerici fikirler taşıyordu. O görüşleri şöyle sıralayabiliriz;

  • Ders araç gereçlerinden yararlanılması,
  • Ahlak eğitiminde masaldan yararlanma,
  • Öğrencilerin kişiliğine saygı gösterilmesi,
  • Öğretmenin bilgiye ulaşmada rehber olup buluşu öğrencinin yapmasının sağlanması,
  • Öğretimin ilk başlarda bireysel sonrasında grupla birlikte olması,
  • Akran öğretimi yönteminin kullanılması,
  • Çok içerik yerine ana örneklerin işlenmesi,
  • Türkçe’nin güzel konuşulup yazılmasının sağlanması,
  • Okulun bir cennet, dersin de bir sevinç kaynağı haline getirilmesi.

Bu görüşler bugün de eğitim öğretim için önemini korumaktadır. Onun okulun bir cennet ve dersin de sevinç kaynağı haline getirilmesi ideali hala nasıl gerçekleştirileceğine dair tam olarak bir anlaşma sağlanamamış müthiş bir hedef olarak önümüzde durmaktadır. Öte yandan Selim Sabit Efendi’nin dikkat çekici özelliklerinden biri de yöneticilik yaptığı okullarda öğretmenlerden öğrencilerinin gelişimlerine dair bir defter tutmalarını istemesidir. Bu defteri, bugün gelişim dosyası ya da portfolyo olarak adlandırabiliriz. Bunun yanında  Selim Sabit Efendi bugün e-okul sistemi üzerinde kayıt altına alınan bilgilerin benzerlerini  de kayıt altına almaya gayret etmiştir.

Selim Sabit Efendi’nin medresede başlayan eğitim hayatı Darülmualliminin ilk mezunlarından biri olarak Fransa’da devam etti. Kurulacak Darülfünun için yetiştirilmek üzere gönderilen iki öğretmenden biri olmuştu. Orada bulunduğu sırada Fransa’ya gönderilen öğrencilere de öğretmenlik yaptı. Edindiği bilgi, birikim ve tecrübeyi yurda döndüğünde derhal uygulamaya geçirdi. Kaleme aldığı eserleri, yöneticilik yaptığı okullardaki başarısı ve eğitimle ilgili görüşleriyle eğitim tarihimizin en önemli isimlerinden biri oldu. Bir anekdotla bitirelim.

Selim Sabit Efendi 3 dili akıcı konuşup yazmasına rağmen öğrencilerinden sade bir dil kullanıp dertlerini kısa, anlaşılır ve etkili şekilde anlatmalarını tembihlerdi. Bir gün öğrencilerine bir ödev verdi. Hasta ve ölmek üzere olan bir baba, evladına gecikmemesi ve hemen gelmesi için bir mektup yazacaktır.  Herkes mektubunu yazar. Öğrenciler sırayla mektuplarını okur. En sonunda kendisi de yazdığı mektubu okur:

“Oğlum biraz daha gecikecek olursan geldiğinde mezar taşımı okuyacaksın.”

 

Kaynaklar

Arıcı, Ali Fuat. (2020) Büyük Eğitimciler, Pegem Yayınevi

İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı, 2023

#ilangovtr
Basın No
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.