Son Yazılar
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi 2
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meselesi
Müfredat
Öğretmenin Pirus Zaferi
EĞİTİMİN 200 YILDIR DEĞİŞEN AMAÇLARI-ZEKİ SARIHAN
CUMHURİYET VE EĞİTİMDE YIKIM SÜRECİ
Metin Özdamarlar’dan Sosyal Bilgiler Müfredatı Değerlendirmesi
Kutlu Altay Kocaova’dan TC İnkılâp Târihi ve Atatürkçülük Dersi Müfredat Değerlendirmesi
Osmanlı’da İlk Çağdaş Eğitim Bilimci Selim Sabit Efendi
Hareket Vakti
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ülkü Sayar)
Işık ve Gücü (Gizem KAYA)
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ (Ali Kuruca)
YÜZDE ELLİ MÜLAKAT YÜZDE SIFIR LİYAKAT
Üniversite Mezunlarının İstihdam Sorunu
Atatürk, Truva Savaşı’nın her detayını neden inceledi?
PİSA’NIN ÖTEKİ YÜZÜ
ABD Demokrasisine İlham Olan Anadolu Uygarlığı: Likya
FİLİSTİN ŞİİRİ (Mustafa KAÇAR)
Kabine Toplantıları ve Ataması Yapılmayan Öğretmenler
Tûtî-i Mu’cize Gûy
Herkes Okusun, Yeteneği Olanlar Daha Çok Okusun (Zeki SARIHAN)
EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK ( MUSTAFA PALA)
Eşitlenen Fırsatlar
Kapitalizmin Sanat Eğitimi
Yeni Güzellik Notaları
DÜNYANI DEĞİŞTİREN ANAHTAR
Aziz Nicholas’tan Noel Baba’ya
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır
Tüm Öğretmenlere Çağrımızdır (2)
İlk Dosya Konumuz : Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliği
Nitelikli Eğitime Odaklanma Zamanı
SRİ LANKA: İnci ve Gözyaşı
ÖĞRETMEN ÇİZİMLERİ
Yapay Zeka ve Uzay
Yeni Nesil Öğretmen Kitabı Yazarı Metin Özdamarlardan Okuma Önerileri
STEM EĞİTİMİ
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Üniversite Mezunlarının İstihdam Sorunu

Üniversite Mezunlarının İstihdam Sorunu
21.04.2024 22:22 | Son Güncellenme: 23.04.2024 13:14
A+
A-

Her ile üniversite açılması Türkiye’de bir diploma devalüasyonuna yol açmıştır. Son dönemde açılan üniversitelerin özellikle taşradakilerinden mezun olan gençlerin çoğu, diplomalarıyla alakaları olmayan alt konumlardaki işlerde çalışmayı kabul etmektedirler. Bu en çok işverenlerin işine yaramaktadır. Çünkü onlar için her mezun bir alternatiftir. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun piyasada yeterli sayıda mezuna ulaşacaklardır. Piyasadaki mezunlardan biri de mutlaka işverenlerin şartlarını kabul edecektir. Sistem işverenlerin lehine çalışmaktadır.

Peki size sormak istiyorum hükümetler, üniversite mezunlarına iş imkânı yaratacak politikalar üretme konusunda beceriksiz mi? Yoksa üniversite mezunlarının iş bulamaması onların kendi suçu mu?

Artık günümüzde üretimin artması istihdamın artması anlamına gelmiyor. Teknolojinin üretimde kullanımı arttıkça istihdam düşse bile büyüme devam edebiliyor hem de daha yüksek kâr oranlarıyla. Hükümetler daima ekonomideki büyüme oranlarından bahsederken işsizlik sayılarındaki artışın önüne geçemiyorlar. Hem de bu işsizlerin büyük bir kısmı artık üniversite mezunlarından oluşurken. Hükümetler daha çok üniversite açarken övünüyor fakat iş o mezunlara istihdam sağlamaya geldiğinde yük mezunların sırtına biniyor. Siyasetçiler ve iş adamları ağız birliği yapmış gibi hep mezunların kendilerini iyi yetiştiremediğinden söz ediyor. Bu sayede iş bulamayan mezunlar toplum tarafından da hor görülüyor. Toplum onları hep iş bulabilmiş sayılı mezunlarla yarıştırıyor.

Üniversite mezunlarına bu kadar yüklenmeden önce bir düşünelim. İş bulma konusunda her gencin fırsat ve imkânı eşit mi?

Sağdaki “sıcak hava balonu” üst ve alt ekonomik sınıfların az olduğu ve çoğunlukla orta ekonomik sınıfın yer aldığı bir toplumu temsil eder. Sınıflar arası geçişin daha esnek olduğu ve herkesin beraber yükseldiği bir toplum modelidir. Soldaki ise günümüzde içinde bulunduğumuz toplumu temsil eden “kum saati toplumu” modelidir. Bu modelde orta ekonomik sınıf giderek alt ekonomik sınıfla bir hale gelmektedir.  Sınıflar arası geçişin daha az mümkün olduğu ve üst ekonomik sınıfın sürekli ve vahşi bir şekilde büyüdüğü bir modeli temsil eder.

Neo-liberal ekonomi politikaları, bireylerin işsizliğinin sorumluluğunu yine bireylere yükler. İş bulmak isteyen ya da işini kaybetmek istemeyen bireyler kendini durmadan geliştirmelidir.  “Beyaz yakalılar yakalarını sürekli daha beyaz yapmalılar.” sözü bunu özetler durumdadır.  Bu politikaların benimsenmesi hükümetlerin istihdam yaratması yerine bireylerin piyasa tarafından işe alınacak bireyler haline gelmeleri gerektiğini sürekli pompalar.

Günümüzde üniversite okuyan gençler için çok söylenen bir durumdur. O gencin iş bulamaması onun beceriksizliğidir. Çünkü artık bu sistemde o gencin insan olarak bir değeri kalmamıştır. O artık milyonlarca üniversite mezunundan biridir. Eskiden olduğu gibi üniversite mezunlarına açılan kapılar bir bir ona açılmayacaktır. Aksine ona mezun olduğu alanlarda çalışabileceği bir sürü kapı art arda kapanacaktır. O artık değersiz bir sayıya dönüşmüştür. Diploması hiçbir zaman ona yetmez. Yabancı dil bilmelidir. Hatta 2. Yabancı dili de bilmelidir. 2. yabancı dil yetmez sertifikalar almalıdır. Sertifikalar yetmez tecrübe kazanmalıdır. Tecrübe yetmez sayıya dönüşmüş diğer mezunlar arasından sıyrılmanın bir yolunu mutlaka bulmuş olmalıdır. Değilse o yalnızca değersiz bir sayıdır.

Burada görmezden gelinen noktalardan biri gençlerin beceriksizliğinden çok eğitim sisteminin bugünkü haliyle sürekli ve yeniden ürettiği eşitsizliklerdir. Alt ekonomik sınıf bir ailede dünyaya gelmiş ve o ailenin sunduğu fırsatlarla bir üniversite bitirmiş gencin iş bulma olasılığı ile üst ekonomik sınıf bir ailede dünyaya gelmiş ve o ailenin sunduğu fırsatlarla bir üniversite bitirmiş gencin iş bulma olasılığı kesinlikle eşit değildir.

Üst ekonomik sınıfların sosyal sermayeleriyle çocuklarına sunacakları bağlantılar elbette alt ekonomik sınıfların sunacağı bağlantılarla bir olamayacaktır. Dolayısıyla son dönemde uygulanan bu vahşi kapitalist uygulamalar bireyin doğumundan ölümüne kadar yakasına yapışacaktır.

Öte yandan orta ve üst ekonomik sınıfların çocukları kendilerine uygun işi bulabilecekleri bir bekleme dönemini rahatlıkla idare edebilecekken alt ekonomik sınıfların çocukları bu dönemde kötü işlere razı olmak zorunda kalırlar.  Bu bekleme dönemlerinde bile eşitsizlik giderek büyür. İlk grup bu dönemi kendilerini geliştirebilecekleri etkinliklere zaman ayırabilecekken ikinci grup bu dönemi seçtiği iş yüzünden geçim sıkıntısıyla geçirecektir. Alt sınıflardan gelenler memuriyet gibi güvenceli işler isterken orta ve üst sınıflardan gelenler ise önlerini kapatacak güvenceli işler yerine daha çok yeni fırsatları da değerlendirebilecekleri işleri tercih edeceklerdir.

Eğitimle, ekonomik sınıflar arasında geçişin daha yumuşak olduğu ve sosyal refah devletinin varlığının sürekli hissedildiği bir ortamı sağlamak zorundayız. Bu mücadele en haklı mücadelelerden biridir. Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri buydu. Başarılı bir çocuğun devlet okullarında aldığı nitelikli eğitimle alt ekonomik sınıftan orta ve hatta üst ekonomik sınıfa geçişinin mümkün kılınmasıydı. Biz bunu daha önce başarmıştık. Yine başarmalıyız. Hepinizi bunun üzerine düşünmeye davet ediyor ve tekrar soruyorum:

Sizce hükümetler, üniversite mezunlarına iş imkânı yaratacak politikalar üretme konusunda beceriksiz mi? Yoksa üniversite mezunlarının iş bulamaması onların kendi suçu mu?

Kaynaklar:

Şirin, S. (2023). Ya Adalet Ya Sefalet, Doğan Kitap: İstanbul

Kurul, N. (2013). Başka Bir Eğitim Hikayesi, Siyasal Kitabevi: Ankara

Bora, T, Erdoğan, N, Üstün, İ ve Bora, A.(2011) Boşuna mı Okuduk? Türkiye’de Beyaz Yakalı İşsizliği. İletişim Yayınları: İstanbul

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.