SRİ LANKA: İnci ve Gözyaşı
Dört bir yanı Hint Okyanusu ile çevrili ada ülkesi Sri Lanka hakkında neler biliyoruz. Bu yazımızda çayından doğasına, ‘gözyaşı damlası’ dolu tarihinden kültürlerine bu güzel ülkeyi tanıyacağız.
Kimi rivayetlere göre Hz. Adem’in dünya üzerinde ilk ayak bastığı yer olduğuna inanılan Serendib Dağı’nı da barındıran Sri Lanka’nın tarihi oldukça eskilere dayanır. 38 bin yıl öncesinden kalıntılar bulunan bu ada, Hindistan’a sadece 35 km uzaklıkta bulunduğu için tarih boyunca etkileşim içinde olmuş. 15.yüzyılda coğrafi keşiflerle birlikte, deniz ticaret rotalarının kesişiminde bulunan bu ada da sömürge ülkelerinin vazgeçilmez hedeflerinden birisi haline gelmiş. Önce Portekizlilerin, Daha sonra Hollandalıların sömürgesi olan Sri Lanka özellikle baharat üretimiyle bu dönemde öne çıkmış. 1796’dan itibaren İngilizlerin sömürgesi haline gelen adanın makus talihi yüzyıllar boyunca gülmemiş. Kölelik adanın tarihine damga vuran kötü izlerin başında geliyor.
Seylan, çay seven herkesin bildiği bir kelimedir. Dünyanın en önemli çay üreticilerinden birisi olan Sri Lanka’nın da 1972’ye kadar resmi adı aynı zamanda tarihi adı da Seylan. İngilizler, iklimi ve doğası çay üretimi için uygun olan bu ülkeye sömürge döneminde uçsuz bucaksız çay tarlaları ve fabrikalar kurmuş. Bu ülkeye yapacağınız bir gezide kartpostallık manzaralar sunan çay tarlalarıyla dolu dağlarda tren yolculukları yapabilir, fabrikalarda çay işleme sürecine şahit olabilirsiniz.
Ülkenin coğrafi şekli kimi insanlar tarafından gözyaşı damlasına kimi insanlar tarafından ise bir inciye benzetilmekte. Özellikle son beş yüz yılda sömürge ve kölelikle geçen tarihi göz yaşı damlası ile özdeşleşse de bulunduğu eşsiz konum ve doğal zenginlikleriyle Hint Okyanusu’nun incisi olarak da tanımlanıyor ülke.
‘Fil çıkabilir’ tabelalarını kırsal alanlarda araçla yolculuk yaparsanız bolca görebilirsiniz burada. Yabani hayvan çeşitliliği oldukça yüksek olan ülkede filler geçmişte seyahatte de kullanılıyormuş ve oldukça seviliyorlar halk tarafından. Pinnawala gibi bazı şehirlerde fil yetimhaneleri bile mevcut. Maymunlarda çok cana yakın ve oldukça kurnaz. Yerel halkın dini inanışları gereği Buda’ya sundukları meyveleri, çiçekleri ve diğer yiyecekleri seven maymunlar tapınakların yanından ayrılmıyor. Yarı evcil gibi görünen maymunları beslemek ve onlarla oynamak buraya gelen ziyaretçilerin en sevdiği aktivitelerden.
Hint filmlerini izleyenler bilirler, oradaki gibi bu ülkede de otobüsler oldukça süslü ve renkli. Geceleri, son ses aralıksız müzik açık şekilde yapılacak otobüs yolculukları adanın olmazsa olmazı. Dağlarla kaplı olduğu için hem karayolu hem demiryolu oldukça yavaş işliyor. Ama Kandy-Ella tren rotası gibi bazı rotalar dünyaca popüler. Günler öncesinden tren biletlerinin bittiği bu rotada uçsuz bucaksız çay tarlalarından geçen, eşsiz manzaralar sunan bir yolculuk yaşayabilirsiniz.
Görkemli tapınaklar, ülkeyi ziyaret eden turistlerin vazgeçilmez uğrak noktaları. Sadece Budist tapınakları değil camiler de çeşitli ekollerin sentezi gibi renkli ve göz alıcı bir mimari ile yapılmış. Dini olarak Budist nüfusun ağırlıkta olduğu ülkede Hindular, Müslümanlar ve Hristiyanlar da bulunuyor. Ülkenin yakın tarihindeki en kötü anılardan birisi de Tamil bölgesinde çeyrek asır süren terör. On binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüz binlercesinin de başka yerlere göç etmesine sebep olan terör, uzun yıllar boyu adanın dış dünyaya kapalı kalmasına sebebiyet vermiş. Turizm de yeni yeni, son 10 yılda gelişiyor ülkede bu sebeple.
Ülkemizden Sri Lanka’ya geziler son dönemde popüler hale geldi. Doğasıyla, kültürüyle ve mimarisiyle ilgi çeken bu adaya hem direkt uçuşla hem de çeşitli ülkelerden aktarmalı uçuşlarla ulaşmak mümkün. Genel olarak Sri Lanka’da gezmenin maliyeti Avrupa’dan ve Uzakdoğu ülkelerinden daha düşük. Özellikle Avrupa ülkelerinden aileler ve gençler bu sebeple çok tercih ediyor burayı. Bu güzel ülkeyi gezmeyi düşünenlere tavsiye ederim, bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…